23 Aralık 2016
Sayı: SİKB 2016/01 (48)

Sermaye iktidarı dinci-mezhepçi-şoven histeriyi körüklüyor
“Kanlı da olsa, kansız da olsa” kazanan hep sermaye!
HDP’ye yönelik saldırılar sürüyor
Kayseri’de yaşanan faşist saldırılar üzerine
En büyük tekeller; en yoğun sömürü ve kölelik dayatanlar!
Kapitalizmin “fıtratında” ölüm ve yolsuzluk var!
Toplu Sözleşme Sempozyumu Sonuç Bildirgesi
Metal fabrikalarında TİS süreçleri devam ediyor!
“Süreci sonuna kadar götüreceğiz!”
Kamu Emekçileri Forumu’ndan Kamu Çalışanları Birliği’ne...
Burjuva diktatörlüğünün yönetim biçimleri
2016’nın aynasından geleceğe bakmak-1
Tetikçinin ölümü ve Paris katliamının sorumluları
Krizden “stratejik işbirliğine” Türkiye-Rusya ilişkileri
Suriye topraklarına gömülecek olan hayaller ve gerçekler
FARC: '80’li yılların tekrarı mı? - 1
Fidel ya da tarihte bireyin rolü
Kadın işçi grevlerinin gösterdikleri-2
Üniversitelerde gericilik tırmandırılıyor
19 Aralık Direnişi yol gösteriyor!
Bu düzende kimin yaşamı kutsal?
“Neşelen biraz, asla ölümden bahsetme, başaracağız!”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kadın işçi grevlerinin gösterdikleri-2

Polonya’da “Kara Pazartesi”

 

İşçi kadınların Ekim ayında dünyanın çeşitli yerlerinde yükselen sesini ilk olarak Polonya’da işittik. Yaşadığımız topraklardaki dinsel gericilik sosuna bulandırılmış saldırıların benzerleri ile karşı karşıya kalan Polonya’lı kadın işçilerin örgütledikleri “Kara Pazartesi”yi coşkuyla izledik. Polonya’da kadın işçilerin mücadelesi karşısında geri adım atmak zorunda kalan hükümet şimdilik saldırıları rafa kaldırsa da, Polonya’da kadın işçilerin koşulları, maruz kaldıkları ikinci sınıf cins konumu ve hak gaspları devam ediyor.

Polonya’da işçi kadın

Doğu Bloku'nun çökmesinin ardından Polonya’da kurulan kapitalist devletin ilk icraatlarından birisi de kadın haklarını tırpanlamak oldu. Kürtajın 1993 yılında yasaklanması, Katolik kilisenin etkisinin arttırılması ve bu etkinin kadını eve ve eşe bağlayan yargılarının pekiştirilmesi gibi uygulamalarla Polonya’lı kadınlar kapitalizmin kadına biçtiği kölelik misyonunu yeniden acı bir biçimde tattı. Bugün Polonya’lı kadın işçiler, erkek işçilerden %35 daha az maaş alıyor ve işe alınmakta ve mevcut işinde terfide erkek işçiden daha az şansa sahip bulunuyor. İstihdam edilen kadınların dörtte biri kamu kurumlarının idari birimlerinde ve özellikle eğitim, sağlık ya da sosyal sigorta kurumlarında çalışıyor. Çocuklu kadınların doğumdan sonra tekrar işlerine geri dönmeleri ise oldukça zor koşullara bağlanıyor. Öte yandan boşanmanın dinen yasak olduğu ve dini inancın yasalarda dahi atıflarla toplumsal yaşam kurallarını belirlediği, okullarda aile yaşamına hazırlık dersinin din öğretmenleri tarafından verildiği ve korunmanın zararlarının anlatıldığı bu topraklarda, kadın işçiler her türlü gericiliği yaşıyorlar. Kapitalizmin kadını zapturapt altına alan ve kadın emeğini evde, fabrikada fütursuzca sömüren anlayışının tipik bir örneği Polonya’da da vücut buluyor. Emperyalist-kapitalist sistemin bu anlayışı Polonya’da da dinsel gericilik sosuna bulandırılarak daha da derinleştiriliyor.

Bu saldırıların son adımı da geçtiğimiz aylarda atılmak istendi. Polonya’da sadece üç koşulda; tecavüz, ensest ilişki ve kadın-fetüs sağlığı tehlike altında iken yapılabilen kürtajın yasaklanması ve kürtaj yapan kadına en az beş yıl hapis cezası öngören tasarının anlamı kadınların onurunun ve hayatının hiçe sayılmasıdır. Ve toplamda Polonya’da işçi kadının karşı karşıya kaldığı kölelik durumunun bir uzantısıdır.

Kara Pazartesi öncesi mücadele dolu güneşli Cumartesiler!

Polonya’da yaşanan “Kara Pazartesi” öncesinde bahar ayları mücadelenin örüldüğü aylar oldu. Polonya’da sol görüşlü grupların oluşturduğu Ratujmy Kabiety-RK (Kadınları Kurtaralım) oluşumunun çabaları ile kürtaj hakkı için başlatılan imza kampanyası sonucunda toplam 750.000 imza parlamentoya sunuldu. Profesyonel tıbbi yardımın olmadığı durumlarda hamileliğin sonlandırılması için kullanılan elbise askısını simge olarak kullanan oluşumun çalışmaları ile şekillenen kadın hareketi giderek işçi kadınların damgasını taşımaya başladı. 3 Ekim Pazartesi öncesinde Cumartesi günü Varşova’da parlamento önünde yapılan eyleme 20 bin kadın katıldı. 3 Ekim Pazartesi günü ülke çapında yapılan eylemlere ise 6 milyon kadın katıldı. Eylem günü kadın işçiler iş başı yapmazken kadın öğrenciler dersleri boykot etti, dükkanlar kepenk kapattı. 3 Ekim’de “Utanın, milletvekilleri kadınlar için cehennem yaratıyor” , “Yobazları durduracağız”, “Misyoner değil, doktor istiyoruz”, “Devrim kadındır” sloganlarını haykıran ve hayatı durduran kadın işçiler şimdilik tasarıyı tam anlamıyla geri çekemeseler de rafa kaldırmayı başardılar. “Kara Pazartesi” eylemlerini ise Tüm Polonya İşçi Sendikları İttifakı-OPZZ ve ülkenin en büyük öğretmen sendikası olan ZNP destekledi. Fakat iş durdurma ve genel grev çağrısı yapmayan iki sendika, üyelerini eylemlere katılmaya teşvik etmekle yetindi.

Gelinen yerde “Kara Pazartesi” ile kadınlar kararlı olduklarını hükümete gösterdiler. Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PİS- Prawo I Sprawiedliwosc) tek başına hükümet olduğu Polonya’nın Başbakan Yardımcısı Jaroslaw Gowin ‘Kara Pazartesi’ yürüyüşünün tasarı hakkında kendilerini yeniden düşünmeye sevk ettiğini söyledi. Ancak tasarı tamamen gündemden kaldırılmadan alt meclise gönderilerek değerlendirilmeye alındı.

Polonya’da sendikal mücadele ve işçi kadınlar

Polonya, Doğu Bloku içerisinde yer alan diğer Doğu Avrupa ülkelerinin aksine revizyona uğrayan sosyalist ekonomiden kapitalist ekonomiye geçişte büyük sorunlarla karşılaşmadı. Zira revizyonist yönetimin omzuna yüklediği ağır bedellerin öfkesi ile fabrikaları ve tersaneleri işgal eden işçi sınıfının kurduğu ve sonrasında ise kapitalist ekonomiye barışçıl yollardan geçişi öngören bakışın hakimiyetinde faaliyet gösteren bağımsız sendika “Dayanışma” ile kapitalist hükümet el ele verilerek geçişin tüm yükü bir kez daha sınıfın omuzlarına yüklediler. NSZZ-dayanışma sendikasının kapitalist hükümetle işbirliği içinde sürdürdüğü hakimiyet sonrasında, sol görüşlü sendikaların NSZZ’ye karşıt olarak ortaya çıkardığı Tüm Polonya İşçi Sendikaları İttifakı-OPZZ ise gelinen yer itibariyle ülkenin en büyük ve etkin örgütü durumda. Polonya’da emekçilerin %14’ünün örgütlü olduğu sendikalarda kadın işçilerin sayısı ise oldukça sınırlı.

OPZZ ile birlikte işbirlikçi sendikalara sırt çeviren işçi sınıfı sınıf sendikacılığının eksikliğinin ve Polonya’da komünist partinin yol göstericiliğinden yoksun olmanın sancılarını çekmektedir.

Polonya’da işçi kadınları bekleyen “gelecek”

Polonya’da işçi kadınlar kapitalist sistemin dinsel gericilik ile kol kola yürüttüğü aşağılanma ve sömürüye karşı öfkelerini kuşanmış bulunuyorlar. Üretimden gelen güçlerinin farkına vararak, hükümete geri adım attırmanın moral etkisiyle birlikte mücadelelerine devam ediyorlar.

Sendikal hareketin kerhen verdiği desteğe rağmen hayatı durdurarak örgütledikleri eylem ile tüm dünyanın dikkatini işçi kadınların üzerine çekmeyi başardılar. Kadına yönelik saldırılara verilebilecek en iyi cevabın üretimden gelen gücü kullanmak olduğunu ve ancak sokakları doldurarak saldırıların göğüslenebileceğini gösterdiler. Fakat hala yolun başındalar.


 
§